Yorganın çok eski olduğu açıkça görülüyordu. İpek parçaların çoğu ek yerlerinden ayrılmıştı, ama hala çok güzeldi. Patchwork öğretmeni, hepimizin görebilmesi için yorganı biraz daha kaldırdı. "1800'lü yılların ortalarında çok popüler bir desenmiş bu. Şu çeşitliliğe bir baksanıza. Bu yorganı satın aldıktan sonra orijinalinin daha büyük olduğunu fark ettim. Birisi yorganı ikiye bölmüş!" sınıftaki herkes üzüntüsünü dile getirdi. Böyle güzel bir yorganı kim parçalayabilirdi ki?
**********************************************************************
Batı'ya doğru yol alan bir vagon; 1852...
Katherine, yorganı kız kardeşi Lucy'nin ve kendisinin üzerine çekerken, son 3 yılda olanları düşünmeye başladı. Bugün çok mutlu bir gündü, Ktaherine ve Lucy aynı güne rastlayan doğum günlerini kutlamışlardı. Katherine 13'üne, Lucy ise 3'üne basmıştı. Kız kardeşi dünyaya geldiğinde, Katherine 10 yaşındaydı. Bir kız kardeşi olmasına nasıl da sevinmişti!Fakat Lucy 1,5 yaşına geldiğinde, büyük bir trajedi yaşadılar. Anneleri öldü. Bu olaydan kısa bir süre sonra, babaları minik ailenin Batı'ya göç etmesine karar verdi. Her şeylerini sattılar, dağıttılar ve kalan birkaç parça eşyalarını bir vagona doldurup, yol çıktılar. O gün doğum günlerini kutlamışlardı ve çok mutluydular, ama Katherine titrediğini hissetti ve o çok değerli yorganı kardeşiyle kendi üzerine çekti. O yorgan annesinden ve evinden kalan en değerli şeydi.
Lucy, Katherine'i düşüncelerinden ayırdı: "Bana bir öykü anlat." Diye yalvardı. "Bana yorgan öyküsünü anlat."
Katherine gülümsedi. Her gece aynı şeydi. Lucy, yorgan hakkında anlattığı öykülere bayılıyordu, Katherine de anlatmaya. Bu öyküler ona eski mutlu günlerin anımsatıyordu. "Hangisini?" diye sordu. Lucy elini yorganın üzerinde gezdirdi ve çiçekli açık mavi yamanın üzerinde durdu parmağı. "Bunu Katy," dedi ve ablasına baktı. Nasılsa, Lucy'nin parmağı hep bu çiçekli mavi parçayı seçiyordu. Bu onun en sevdiği öyküydü. "Peki"dedi. Katherine, "bu kumaş parçası, kızıl saçlı bir kızın parti giysisinden alınmıştı. Adı Nell'di bu kızın ve herkes Nell'in kasabanın en güzel kızı olduğunu düşünüyordu..."Çok geçmeden, Lucy uykuya daldı, ama Katherine'nin gözü yorgandaydı. Her parçanın bir özelliği var diye düşündü ve yorganı oluşturan yamaların öykülerini anlatmaya başladı kendi kendine. Evi, arkadaşları, annesi ve mutlu günlerini anımsamaya başladı...Bu harika yorgan Katherine'nin yaşamına renk katan tek şeydi, çok geçmeden o da uykuya daldı.
Günler çok yavaş geçiyordu ve minik aile Batıya doğru yol alıyordu. Zorlu bir yolculuktu, ama hepsi de olabildiğince neşeli olmaya ve önlerindeki yeni yaşamları hakkında düş kurmaya çalışıyordu. Her gece yorgan öyküleri sürüyordu.
Lucy hastalanıp ateşlendiğinde, tam üç haftadır yollardaydılar. Katherine, Lucy'nin iyileşmesi için elinden gelen her şeyi yaptı. Gündüzleri vagonda Lucy'nin yanında oturuyordu. Saçını okşuyor, yastığını düzeltiyor, ona şarkılar söylüyordu. Akşam olunca da yorgan öykülerini anlatmaya başlıyor ve uykuya dalan Lucy'ye sarılıyordu. Katherine'in yüreği, kardeşine bir şey olursa kaygısıyla yanıp tutuşuyordu. Yorganı üstlerine sıkıca örtüyor ve altında gözyaşı döküyordu.
Bir gün akşamüzeri, kamp kurdukları yerde Katherine Lucy'yi dinlenmesi için yatırdı ve yakındaki dereden su almaya gitti. Yavaş yavaş dereye doğru yürümeye başladı. Suyun sesi insanı sakinleştiriyordu. Yeşil çimenlere uzandı ve mavi gökyüzüne baktı. Biraz daha oyalandıktan sonra dönmeye karar verdi. Yerinden kalktı, ağır kovayı eline aldı ve vagona doğru yürüdü. Küçük tepeyi aştıktan sonra vagona doğru baktı ve dondu kaldı olduğu yerde. "Bir mezar"Lucy!" diye çığlık attı. "Lucy! Lucy! Lucy!" Kova Katherine'in elinden düştü, deli gibi koşmaya başladı. Yanaklarında yaşlar süzülüyordu, kalbi göğsünden dışarı fırlayacakmış gibi geldi, vagona ulaştı ve içeri girdi. Bütün bedeni kontrolsüz bir biçimde titriyordu. Yorgan Lucy'nin yatağının üzerinde katlanmış duruyordu. Birtakım adamların yanında duran babasına doğru yürüdü bir sis perdesini aşarak. Lucy'nin cansız bedeni babasının kollarındaydı. Babası ağlamaktan şişmiş ve kızarmış gözleriyle Katherine'e baktı ve "Artık huzur içinde"dedi. Katherine sadece "evet" anlamında başını sallayabildi. Acıdan uyuşmuş bir halde döndü. O sırada oradaki kadınlardan biri kolunu omuzuna attı ve "çok üzgünüm Katherine"dedi, "onu bir şeye sarmamız gerek. Çok büyük bir şey olması geremiyor."
Katherine vagona girdi. Makası buldu. Yorganı aldı ve yüreği kan ağlayarak, yorganı ortasından ikiye ayırdı.
DİGER BLOGLARIM
http://marandafer.wordpress.com/
http://marandafer2.wordpress.com/
4 Kasım 2007 Pazar
Parçalanmış güzelliklerin de mutlaka önemli sebebi vardır
Gönderen Maranda zaman: Pazar, Kasım 04, 2007
Etiketler: blog, hikaye, parçalanmış güzellik, vagon.yolculuk
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
followferay.spaces.live.com
ÇİÇEKCİNİZ
www.milliyet.com.tr
DOST SAYFALAR
YAŞAM DERSİ
Hiçbir şey için benimdir deme
Sadece De ki ; Yanımdadır. Çünkü ne altın, Ne toprak Ne sevgili, Ne hayat, Ne ölüm, Ne huzur, Ne de keder Daima seninle kalmaz...
H. Lawrence
**************************************************
**IQ’ lar eşit olmadıkça insanlar eşit değildir''
**************************************************
Kalbini dünün üzüntüleri, yarının endişeleri ile doldurursan, şükredeceğin bugünün olmaz.
*************************************************
Sadece De ki ; Yanımdadır. Çünkü ne altın, Ne toprak Ne sevgili, Ne hayat, Ne ölüm, Ne huzur, Ne de keder Daima seninle kalmaz...
H. Lawrence
**************************************************
**IQ’ lar eşit olmadıkça insanlar eşit değildir''
**************************************************
Kalbini dünün üzüntüleri, yarının endişeleri ile doldurursan, şükredeceğin bugünün olmaz.
*************************************************
GÜZEL LİNKLER
Şimdi Kayıt Ol:
SEVEREK İZLEDİĞİM FİLİMLER
- BAKIŞ AÇISI(bır suikastın farklı açılarla anlatımı,bayıldım!)
- SU DÜNYASI-Waterworld-Kevin Costner(böyle bir gelecek ihtimalı çok etkilemişti beni)
- İnsanlar Yaşadıkça (1953) -From Here to Eternity (çok eski ama harika bir filim)SAVAŞ
- Esaretin Bedeli-Shawshank Redemption (izlemekten bıkmadığım tek filim)
- Kapıdaki Düşman-Enemy at the Gates (zevkle izlediğim filimlerden biri)SAVAŞ
- Ölüm Kadına Yakışır-Death Becomes Her(Bruce Willis,Goldie Hawn,Meryl Streep)KOMEDİ
- Eternity and day- Eleni Karaindrou(filmin müziği harikadır)
KİŞİSEL GELİŞİM KİTAPLARI
- Tibet'in Gençlik Pınarı 2. Kitap
- Tibet'in Gençlik Pınarı 1. Kitap
- Ruhsal Şifa -Dora Kunz
- Geçmiş Yaşamlar Ölümsüz Ustalar- Dr. Briane L. Weiss
- Işığa Bir Adım Kala- Dr. Melvin Morse
- Yaratıcı İmgeleme -Shakti Gawain
- Enerjilerle Pratik Şifa -Donna Eden
- Olgunluk- Osho
- Farkındalık- Osho
- Yakınlık- Osho
- Yaratıcılık -Osho
- Aura ve Çakra Kullanma Kılavuzu - Karla Mc Laren
- Müthiş Sır- Mike Hernacki
- Çocuğunuzla Birlikte Büyüyün - D.Corkille Briggs
- Başarı Korkusu- Martha Friedman
- Sevgi Korkudan Özgürleşmektir - Gerald Jampolsky
- Çekim yasası -Nil Gün
- Geçmişin Gölgeleri - Nil Gün
- Örselenmiş Cinsellik - Aline P.Zoldbrod
- Ruhsal Büyüme - Sanaya Roman
- Gelişen Ruhlar İyileşen Yaralar - Lise Bourbeau
- Doğru Sorular - Debbie Ford
- Gölgenin Sırrı - Debbie Ford
- Pozitif Gücün Büyüsü - Louise Hay
- Düşünce Gücüyle Tedavi - Louise Hay
- Yol Ve Erdemin Kitabı - Lao Tzu
- Tüm Yönleriyle Reiki- W.Lübeck, F. A.Petter
- Reiki Esasları- Diane Stein
- . Işığın Doğuşu- Barbara A. Brennan
- Işığın Elleri -Barbara A. Brennan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder